Milli Takım Üzerinden Türkiye Güzellemesi
Dünkü maçtan sonra futbola dair değil ama futbolun geldiği noktanın bize gösterdiklerine dair iki satır yazmak istedim. Maç öncesi, maç sırası ve maç sonunda yaşananlarla; Türkiye halkının aynası oluyor Milli Takım ve çevresi... Çevresinden kastım spor yazarları, yorumcular, yöneticiler ve taraftar...
Ntv spor'un maç öncesi yaptığı yayınlarda, sürekli olarak, oyuncuların çok moralli olduklarını ve bir an önce bu maça çıkmak istediklerini duyduk. Aynı cümleleri, aynı tonlamalarla Almanya maçı öncesinde de kullanan muhabirler; Hırvatistan maçı için de kendilerini zorlamadılar.
Mesela Arda, Almanya maçını 2 aydır bekliyorum diyordu; Almanya maçında göremedik. Hayatımın en önemli maçı dedi Hırvatistan maçı için; dün de göremedik Arda'yı. Arda'nın kişisel olarak kötü oyununu yermek haksızlık olabilir. Takım çok kötü. Ama Arda'ya böyle hissettiren ve bu kadar güvenli olmasını sağlayan gerçek nedir, merak ediyorum? Arda, mucizevi bir şekilde Avrupa Şampiyonası yarı final oynayan takımda olmaktan başka ne türlü bir başarı elde etmiştir ki bu kadar bireyselleşebilmiştir?
Oyuncularımızın morali yerinde! Peki! Ama neden? Bizim Milli Takım'ın moralli olmasını sağlayan şey nedir? Kendi takımlarında üst düzey performans gösteriyorlar desem Burak ve Egemen hariç üst düzey bir form grafiği olan oyuncu yok. Olanlar da yedek zaten. Caner ve Gökhan Töre'yi kastediyorum. E Milli Takım son maçlarında Almanya'ya ezilmiş, Azerbaycan'ı zar zor yenmiş. Zaten 1-2 haftaya iddianame açıklanacak ve ülke karışacak. Arkadaş! Biri açıklasın bu Milli Takım oyuncularının morali neden iyi? Sorsan deprem, şehit diye ağlarlar bir de. Üstüne “ben çok milliyetçiyim” cümlesini övüne övüne kullanırlar... Ve aslan, kaplan ilan edilirler...
Tamam, bunlar oyuncular. Yani sahadaki işi bunlar yapacak ve kendilerine güvenmeleri önemli. Morallari yüksek olması da onları başarıya götürür. Peki! Tamam da rasyonellekten oldukça uzak ve kendisini dev aynasında gören spor yazarları ne olacak? Ya iki adam yazı yazıyor işte demeyin. Dün stadta olan binler, o adamları okuyarak oraya gidiyorlar. O yazılardan umut besliyorlar.
Futbolla ilgisi ortalamanın altında olan bir adam, okuduklarına inanır. Bu okudukları da “Modric'in 2008'den beri adını duymuyoruz, oysa Arda her gün üzerine koyuyor” veya “Bizi sağ beklerimiz ve orta sahalarımız onların üzerinde” diyen adamlar oluyor. Onların ideal sağ bekleri Srna ve Corluka. Dün oynayan Vida'yı da gördük. Bizim kör diyerek yolladığımı Schildenfield'in stoperliğini yaptığı takıma şut atamadık... Gökhan ve Sabri'yi de(Sabri'nin dünkü maçta iyi niyetle oynayan iki oyuncudan biri olduğunu ekleyerek) gördük... Orta sahalara hiç girmesek mi? Girmeyelim...
Bu atmosferle birlikte, biz aklı ön plana çıkarıp şansımızın az olduğuna inananlar bile; bir dakika ya yapabiliriz diyoruz. Biz zaten hep “bir dakika ya, yapabiliriz” diyoruz. Yaparız ya da yapamayız diyemiyorum. Almanya maçında bile... Kazakistan maçında bile...
Ne yapıyoruz? Geçiyoruz televizyonun karşısına ya da gidiyoruz stada... Milliyetçi duygulardan tamamen arınmış ben bile istiyorum ki Türkiye kazansın... Çok istiyorum hem de... Maçtan 5 dakika öncesinde heyecanım artıyor... Ne oluyor? Rakibin ulusal marşı çalındığı esnada stadta ıslıklar yükseliyor... Benim heyecanım da 5 dakika sürüyor işte. İstemiyorum o dakikadan sonra Türkiye'nin kazanmasını, Euro 2012'ye gitmesini... Bu halk böyle güzel şeyleri haketmiyor henüz diyorum kendi kendime... O isyanla vazgeçiyorum her şeyden... Yine de izliyorum işte maçı. Futbolsever ve blog yazarı olarak...
Kıyaslamalarda üste konunan Gökhan Gönül, altta kalan Corluka'dan çalımı yiyor ve maç öncesi hiç bahsetmediğimiz hatta önemsemediğimiz fakat Bayern Munih kadrosunda yer alan Olic'ten golü yiyoruz... Maçın teknik analizi yapıldı daha önce o yüzden oralara girmeyeceğim... 2 oluyor. Mandzukic atıyor. Hangi takım oynadığını kaç spor yazarı biliyordur sizce? Son gol Corluka... Premier League oyuncusu. Öyle sıradan bir takımda da değil. Tottenham'da... Sabri ve Gökhan'ın aşağısında olan Corluka var ya hani işte o...
Sonra başlanıyor takımla alay edilmeye. Volkan topu tuttuğunda alay edici alkışlamalar... Bu protesto biçimi elbette ki anlaşılır ama maçın bitimine 30 dakika kala maçın bırakılması çok da anlaşılır değil. Maç dönmez belki ama rövanş maçına umut taşıyabilecek kadar süre vardır. Üstelik Volkan'ın bu stadta her maçta yediği küfürler ve aldığı tepkiler de biliniyor. Volkan'ın kişiliğini savunacak falan değilim. Fenerbahçeliyim ama bunu yapamam. Yalnız o adamın yerine kendimi koyduğumda verdiği tepkileri anlayabiliyorum. 3-0 mağlup takımın kalecisi olarak zaten moral – motaivasyonu yerlerde olan bir adamdan bahsediyoruz.
Bir de bu noktada riyakarlığımızın da devreye girdiğini düşünüyorum. Mesut Özil, İspanya'da hakeme Türkçe küfür edince sevimli buluruz, Cantona kendisine küfür ettiği için seyirciye tekme tokat dalınca kahraman ilan ederiz, Zidane Dünya Kupası finali olmasına rağmen işittiği küfür yüzünden Materrazi'ye kafa atınca haklı buluruz; ama Volkan'ı profosyonel değil diye eleştirmekten geri kalmayız...
Bu durumu çok uzatmanın da alemi yok. Türk insanının ve Volkan'ın karakter tahlili her şeyi açıklar. Taraftar küfür eder, alay eder. Bizim oyuncumuz da duygularına yenik düşer ve tepki gösterir. Aslında bu kadar basit...
Başka meseleler var daha önemli olan. Dün Rıdvan Dilmen maçı yorumlarken, takımın duygularını yitirdiğinden söz etmişti. Ben de maç öncesi yazdığım yazıda, bu eksikliğin kötü sonuçlar doğurduğundan söz etmiştim. Fakat balık hafızalıyız hepimiz. Duygularımızla oynadığımız 2010 Dünya Kupası elemelerinde grubun 3.sü olduğumuzu unutuyoruz. Kazakistan maçını zar zor yenmemizden bahsediyoruz ama daha önce Malta'yı ve Letonya'yı yenemediğimizi unutuyoruz... Çünkü biz de gücümüzü olduğundan fazla görmeye alışmışız...
20 yıllık geçmişi olan ülkenin milli takımı FIFA sıralamasında en kötü yerinde şu an ve 12. Hep ilk 10'da yer almışlar... Ama biz onlardan çok daha iyi olduğumuzu ve mental nedenlerle elendiğimizi söylüyoruz... Hala! Bugün bile!
Hırvatistan milli marşını ıslıklayanlar, Hırvatistan Milli Takımı'nı maç sonunda alkışlayanlarla aynı... Riyakarlık değil de nedir bu? Maç öncesinde takımı havaya çıkarnlar, bugün yerden yere vuruyorlar. Biri Gökhan, Srna'dan iyi diyorken; bugün gerçekleri yazıyorum diyerek Gökhan sağ bekler arasında ilk 10'a bile giremez diyor. Srna girer de diyecektir 1 sene içinde... Arda her gün üstüne koyuyor diyenler, Milli Takım hiç aşama göstermedi diyorlar...
Sonuç olarak Euro 2012'de yokuz. Üzülüyor muyum? Hayır... Sadece kızdığım çok şey var... Paylaştım...
Hiddink mi? Gidiyor işte adam!
Milli Takım Üzerinden Türkiye Güzellemesi
Reviewed by Reklam Shiled
on
05:38
Rating:
Hiç yorum yok: