Özünden Uzaklaşmak, Doğruyu Kaybetmek
Kardemir Karabükspor için müthiş bir fırsat maçını daha geride bıraktık. Bıraktık fakat pek de hoş bırakmadık. Maalesef geçen hafta gelen liderlik, bu hafta iç sahada oynanmasına rağmen uçup gitti. Üstelik Samsunspor, Elazığ gibi zor bir deplasmanda kazanırken. Bugün alınan Boluspor yenilgisinin izahı, akılla mantıkla açıklanır yanı yok. Ne olursa olsun alınmalıydı bu maç.
Birçok önyargıya rağmen geride kalan iki haftada geçer not alan Elvir Baliç, bu hafta belli ki çok sert eleştiriler alcak. Eleştirileceği noktalar aslında belli. Taraftarın büyük kısmı aynı argümanları savunuyor. Bunlardan en önemlisi iki haftadır sahaya Osman Çelik'ten yoksun bir kadroyla çıkması. Osman, savaşçı yapısıyla bu ligde iddialı olmak isteyen her takımın kadrosunda
isteyeceği bir oyuncu. Ne var ki bir sakatlığı olmamasına ve takıma geldiği günden bu yana farkını hissettirmesine rağmen iki haftadır Elvir Baliç'in tercihleri arasına giremiyor. İlk 11'de oynamadığı yetmiyormuş gibi sonradan bile oyuna dahil olamıyor. Bunun bir açıklaması olmalı.
isteyeceği bir oyuncu. Ne var ki bir sakatlığı olmamasına ve takıma geldiği günden bu yana farkını hissettirmesine rağmen iki haftadır Elvir Baliç'in tercihleri arasına giremiyor. İlk 11'de oynamadığı yetmiyormuş gibi sonradan bile oyuna dahil olamıyor. Bunun bir açıklaması olmalı.
Osman'ın görev almadığı Samsunspor maçına orta alan göbeğini Murat Akın ve Recep Aydın'dan oluşturarak çıkmıştı Baliç. Bugün Boluspor karşısında da Murat Akın-Bekir Ozan Has ikilisi tercih edildi. Baliç'in kafasındaki şeyi az çok anlayabiliyorum. Dünya üzerinde son dönemde yaygın olan tipik defansif orta saha içermeyen düzeni anlaşılan Baliç de benimsemiş. Bir kesici bir de çift yönlü orta saha göbeği yerine iki tane çift yönlü ve ayağı top yapan oyuncu ile sahaya çıkıp top hakimiyetini elinde tutmak istiyor. Haliyle bu iki oyuncudan da savunmada ekstra çaba... Bu elbette modern bir düşünce ve üst düzey liglerde oyuncular bu rolü rahatlıkla üstlenebiliyor. Ama Baliç'in unutmaması gereken bir şey var. O da PTT liginin kendine has gerçeklerinin olduğu. PTT liginde en önemli unsur savunmadaki temel üçlüdür. Bu üçlü nelerden oluşur? İki stoper ve önlerindeki defansif orta saha... Önce burayı sağlama alacaksın. Takımın iskeleti bunun üzerine inşa edilir. Bu düzende Karabükspor'un iki iyi stoperi var. Önlerindeki Osman Çelik'le çatı güzel bir şekilde tamamlanabiliyor. Tabii teknik direktör bu çatıyı kusursuz bir şekilde kurmayı tercih ederse!... Bugün bu tercih gelmedi ve Karabükspor orta alanını oluşturan Bekir Ozan Has ve Murat Akın, savunma önünde doğru düzgün alan parselleyemeyince özellikle ilk yarıda çok önemli Bolu tehlikeleri yaşandı. Hücumda da beklenen, asıl görevleri olan pas akışkanlığını ortaya koyamadılar.
Bugün taraftara saç baş yolduran isimlerden biri de Simon Zenke'ydi. Bugün Zenke üç metreye pas atmaktan aciz, önü bomboşken sürdüğü topu ayaklarına dolaştıran ve müsaitken yaptığı ortaları dağa taşa gönderen bir oyuncu görünümündeydi. Ve kendisine 80 dakika sabredildi! Neye istinaden? Anlayan beri gelsin... Oysa sezonun ilk gününden bu yana Zenke'nin özünde bir santrafor olduğunu, Türkiye'de bu şekilde görev aldığı ilk senesinde gol kralı olduğunu ve sonra zaruretten dolayı üstlendiği kanat oyuncusu rolünün üzerine yapıştığını yazıp/söyleyip duruyorum. Üstelik hücum hattının en ucunda da kanatta oynayabilecek (Zenke'den çok daha iyi oynayabilecek) Alexe gibi bir isim var. Bu iki oyuncu neden maç içinde değişmez, anlamak gerçekten mümkün değil. Acaba biz mi basite indirgiyoruz bazı şeyleri yoksa hoca olarak saha kenarında yer alan isimler mi dar bakıyor? İnanın çözemedim...
Gelelim Muhammet Reis'e... Evet büyük bir yetenek. Evet ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Evet son dakikada bir frikik golü atar, maçı sana getirir. Ama bekle bekle nereye kadar. Takım onun yüzünden haftalardır 10 kişi... Bekliyoruz ki Muhammet Reis gerçek kimliğine bürünecek. Oyuna ağırlığını koyacak. Elini taşın altına sokacak... Çok şey mi bekliyoruz yoksa? Bugün de 72 dakikamıza maloldu bu bekleyiş mesela... Elde onun mevkisinde oynayabilecek Recep Aydın ve Gabriel Iancu gibi iki isim var. Üstelik Reis'in yerine Recep'i oynatarak ona da yer bulmak için çırpınmaya gerek kalmaz. Geçen hafta yeri olmayan çift yönlü orta saha rolünde oynayan Recep, bugün de kenar oyuncusu gibi bir görevle maça başladı. Tabii doğal yeri olmayınca yine başarısız göründü Recep. Verimsizdi de gerçekten. Bal yapmayan arı gibi çırpındı çırpındı ama sonuç koca bir hiçti. Belki bir kez de asıl yeri olan forvet arkasında denemek gerekiyordur Recep'i. Kim bilir? Recep olmadı mı? Iancu'yu denersiniz. Kadro alternatifli. Yeter ki kullanmaya niyeti olsun hocaların. Hüseyin Kalpar'ın niyeti yoktu. Umarım ki Baliç'in bundan sonra niyeti olur.
Velhasılıkelam, aslında yapılacak şeyler zor değil. Herkes kendi yerinde oynayacak. Mevkilerinin en iyileri oynayacak. Netice olarak da şöyle bir ideal diziliş ortaya çıkacak.
Her şey ortada. Herkes mevkisinin adamı. Ne Zenke yeri olmadığı mevkide, ne Recep... Şenol Güneş'in Beşiktaş'ta uyguladığı şey bu mesela. Herkes kendi yerinde ve her mevkiye o mevkinin en iyisi... Çok zor değil. Bu kadro çok şey başarmaya müsait, geniş bir kadro. Doğru kullanılmadığında başkanın ve yönetimin emeklerine yazık oluyor. Doğru kullanmak lazım...
Özünden Uzaklaşmak, Doğruyu Kaybetmek
Reviewed by Reklam Shiled
on
11:31
Rating:
![Özünden Uzaklaşmak, Doğruyu Kaybetmek](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrrdGksH36N_NEwaKaxC8AnV4Bfz5M51mNRB2z0Whll-bz8tYxdaFp8Cd39DrTRGt07wp-Q-2dNKptRySSCA1rfqipu-GYqaEJlrPmyDJ2Ep1HdJ0eHO8aDxwYK82pCfLDnsZq6cvIUVzH/s72-c/bolu+ma%25C3%25A7.jpg)
Hiç yorum yok: